KOVANLARA SUNNİ OGUL VERDİRMEK
Mütehann (seyyar) çerçeveli kovanların en büyük faydası istenildiği zaman kovanlara oğul verdirtmek yahut verdirtmemektir. Kovanlara oğul verdirtmek için pek çok usul vardır.
BİRİNCİSİ LAYEN USUL: Bir kovandan suni oğul almak için daima en kalabalık bir kovan seçilir. Böyle arısı gayet çok bir kovandan iki tane yuva çerçevesi yani kömeçlerin gözlerinde yavru arıları bulunan çerçevelerden üzerlerindeki anlarla beraber alınarak diğer bir boş kovana yerleştirilir. Fakat çerçevedeki anlamı arasında beğ bulunmamalıdır. Altı tane de petekli çerçeve konduktan sonra kovan kapanır ve yeni kovan içinden kömeç aldığımız arısı çok kovanın yerine konur. Ve bu sebeple eski kovanın dışarıda bulunan arıları yeni kovana toplanarak kalabalık teşkil ederler. Hariçten (dışardan) bal toplayıp gelen arılar kendi eski kovanlarını kendi kovanları zannedip yeni kovana girerler ve yuvalardaki yavrulan beslemeğe başlarlar. İki hafta sonra yeni kovan açılıp anların yaptıkları beğ yuvalarının hepsi bozulup yalnız en iyilerinden iki tanesi bırakılır. Bırakılan iki yuvadan hangisinden ilk önce beğ çıkacak olur ise çıkan beğ diğerini mahvedip kovanı kendisi idare etmeğe başlar.
Yuvalı petekleri aldığımız eski kovan ise daima eski anaya sahip olduğundan ve yuvalı peteklerinden yeni yavrular çıkacağından az zamanda eski kovanın ahalisi fazlalaşıp eski halini alır ve bal yapmaya da devam eder.
İKİNCİ USUL: Arısı çok katlı bir kovandan beğin bulunduğu çerçeve ve yuvalı peteklerin yansı çıkarılıp ikinci boş bir kovana konulur ve ikinci kovanın yerine bırakılarak diğeri uzakça bir tarafa yerleştirilir
Beğsiz kalan birinci kovanın anlan hemen bir beğ yuvası yapıp henüz yetişmekte olan yavrulardan birisini beğ olmak üzere büyütürler. Bir üçüncü kovan dahi yerinden kaldırılıp birinci kovan onun yerine yerleştirilir ki ansının adedi bu vecihle (nedenle) azalmış olan birinci kovan üçüncü kovanın dışandan gelen anlarlanyla iyice kalabalık olurlar.
ÜÇÜNCÜ USUL : Bir de üçüncü usul vardır ki diğerlerinden daha ziyade dikkat çekicidir.
Misal: A ve B namında iki tane gayet kalabalıklı kovan alınarak bunlardan B namındaki kovanın arılarının hepsi S namındaki kovana nakil edilir ve S kovanı B kovanının yerine yerleştirilir. Ansız kalan B kovanı dahi A kovanının yerine konup A kovanı da başka bir tarafa nakil edilir. A kovanının arıları tarlalardan geldiklerin de B kovanına girerler ve yerleşirler. Beğsiz kalan B kovanı ise az müddet zarfında kendisine lazım olan beği yetiştirerek ailesini tamamlar.
Nadiren B kovanı on üç ile on dört gün zarfında yeniden tabii bir surette oğul verir. Bu oğul tutulup kırk sekiz saat karanlık bir yerde hapsedildikten sonra yeniden B kovanına konur.
ARILARIN OGUL VERMESİ
ABİİ OĞUL: Kovan oğul bırakacağı arıların gürültü ile kovandan çıkıp kovan civarında birçoğu bir araya gelerek toplanmalarından yahut kovan tabanının kenarına asılıp sünger gibi bir şekil almalarından ve kovandan boğuk bir vızıltı işitilmesinden anlaşılır. Eğer arı beği (ana an) evvelce ölmüş ise oğul yeni yetişecek anı arıyı bekler. O yuvasından çıkar çıkmaz genç beğ ile bir anda kovanı terk ederler.
Arılar yeni beğ ile çıkacaklan vakit beğ hususi bir ses çıkanr ki ancı için pek mühimdir. Çünkü ancı çıkacak oğlu tutmak için bu esnada hazırlıkta bulunur.
Hava açık olur ve yirmi derece kadar da hararet(sıcaklık) bulunursa oğul arılan gırtlaklanna kadar Karınlarını doyurduktan sonra beğ ile birlikte uçup giderler. Oğul arıları ekseriye kovandan pek uzağa gitmeyip yakında bir ağaç dalına konup salkım şeklinde sarkarlar. Bunun için usta arıcılar kovanlık yakınında ağaç yok ise yere bir sokma kazıklar kakarak tepelerine funda çalısı yahut yaprak filan gibi şeyler bağlayıp oğul un o gibi yerlere konmasına yardım ederler. Hele o kazıklardaki dallann aralanna bir parçada petek sokulacak olur ise kokusu oğlu oraya çeker.
Oğulun hangi kovandan çıktığını, kovan tablasının üst yüzünde ocak kurumu gibi lekelerin görülmesinden ve kovanın önünde yerde bir takım ölmüş genç anlara tesadüf edilmesinden anlaşılır.
20
Birinci oğul kovandan çıktıktan sekiz gün sonra bir ikinci oğul daha birkaç gün sonra bir üçüncü bir dördüncü oğul un kovandan çıkması mümkündür. Fakat birkaç tane oğul vermiş kovanlar zayıf kalacağından iyi mahsul veremeyecekleri gibi çıkan oğullarda hiçbir işe yaramazlar.
Eğer kovan ikinci defa olarak oğul vermeyecek ise yeni doğan ana kendisinden sonra doğacak anaları yani beğleri telef ettikten birkaç vakit sonra çiftleşmek için kovandan çıkar. Çiftleştikten birkaç gün geçince yumurtlamaya başlar ki bundan sonra ta gelecek seneye kovan oğul verene kadar kovanı bırakıp dışarıya çıkmaz. Birinci oğul gittikten sonra kovan da kalan arılar yeni beğin doğmasını beklerler. Beğ doğduktan sonra çiftleşerek oğul ile giden ve de arının yerini tutar ve yumurtlayıp arıların adedini fazlalaştırır.
Birinci oğul çıkınca kovandan ikinci defa olarak oğul almak istenmiyor ise kovan açılıp ya peteklerinde duran beğ yuvalarının en iyilerinden iki tanesi bırakılıp diğerlerini bozmalıdır. Bırakılan iki yuvadan ilk önce çıkacak beğ yahut işçi arılar sonradan çıkacak beği telef edip yalnız birinci beği tanırlar. Kovandan çıkan oğul başka boş bir kovana alındıktan sonra Oğul veren kovanın yerine konulur ki birinci kovanın bal toplamağa giden anlan geldiklerinde oğul konulan kovana girerek oğlu çoğaltırlar. Bu vecihle hem oğlun konduğu kovanın arıları fazlalaşır, hem yiyeceği bollaşır hem de oğul veren kovanın ansı azlaşacağından bir ikinci defa oğul veremez.
Yuva peteklerinden yeni çıkacak arı beğlerinin yuvalarını bozmamak arzu olunmaz ise erken henüz konduğu yeni kovan oğulun çıktığı eski kovanın yerine yerleştirilir ve eski kovan uzağa başka bir yere nakil olunur. Bal toplamaktan avdet iden arılar eski kovana gidecekleri yerde bulamayınca yeni kovana girer. Topladıkları balı oraya boşaltırlar.
Eski kovanda ise arı azalacağından ikinci defa oğul vermeğe Muaffak olamaz. Beği olmayan bu eski kovanın yuva peteklerinde bulunan serka yani kurd halinde bulunan beğleri yetişip kovanı idareye başlarlar.
BİRİNCİSİ LAYEN USUL: Bir kovandan suni oğul almak için daima en kalabalık bir kovan seçilir. Böyle arısı gayet çok bir kovandan iki tane yuva çerçevesi yani kömeçlerin gözlerinde yavru arıları bulunan çerçevelerden üzerlerindeki anlarla beraber alınarak diğer bir boş kovana yerleştirilir. Fakat çerçevedeki anlamı arasında beğ bulunmamalıdır. Altı tane de petekli çerçeve konduktan sonra kovan kapanır ve yeni kovan içinden kömeç aldığımız arısı çok kovanın yerine konur. Ve bu sebeple eski kovanın dışarıda bulunan arıları yeni kovana toplanarak kalabalık teşkil ederler. Hariçten (dışardan) bal toplayıp gelen arılar kendi eski kovanlarını kendi kovanları zannedip yeni kovana girerler ve yuvalardaki yavrulan beslemeğe başlarlar. İki hafta sonra yeni kovan açılıp anların yaptıkları beğ yuvalarının hepsi bozulup yalnız en iyilerinden iki tanesi bırakılır. Bırakılan iki yuvadan hangisinden ilk önce beğ çıkacak olur ise çıkan beğ diğerini mahvedip kovanı kendisi idare etmeğe başlar.
Yuvalı petekleri aldığımız eski kovan ise daima eski anaya sahip olduğundan ve yuvalı peteklerinden yeni yavrular çıkacağından az zamanda eski kovanın ahalisi fazlalaşıp eski halini alır ve bal yapmaya da devam eder.
İKİNCİ USUL: Arısı çok katlı bir kovandan beğin bulunduğu çerçeve ve yuvalı peteklerin yansı çıkarılıp ikinci boş bir kovana konulur ve ikinci kovanın yerine bırakılarak diğeri uzakça bir tarafa yerleştirilir
Beğsiz kalan birinci kovanın anlan hemen bir beğ yuvası yapıp henüz yetişmekte olan yavrulardan birisini beğ olmak üzere büyütürler. Bir üçüncü kovan dahi yerinden kaldırılıp birinci kovan onun yerine yerleştirilir ki ansının adedi bu vecihle (nedenle) azalmış olan birinci kovan üçüncü kovanın dışandan gelen anlarlanyla iyice kalabalık olurlar.
ÜÇÜNCÜ USUL : Bir de üçüncü usul vardır ki diğerlerinden daha ziyade dikkat çekicidir.
Misal: A ve B namında iki tane gayet kalabalıklı kovan alınarak bunlardan B namındaki kovanın arılarının hepsi S namındaki kovana nakil edilir ve S kovanı B kovanının yerine yerleştirilir. Ansız kalan B kovanı dahi A kovanının yerine konup A kovanı da başka bir tarafa nakil edilir. A kovanının arıları tarlalardan geldiklerin de B kovanına girerler ve yerleşirler. Beğsiz kalan B kovanı ise az müddet zarfında kendisine lazım olan beği yetiştirerek ailesini tamamlar.
Nadiren B kovanı on üç ile on dört gün zarfında yeniden tabii bir surette oğul verir. Bu oğul tutulup kırk sekiz saat karanlık bir yerde hapsedildikten sonra yeniden B kovanına konur.
ARILARIN OGUL VERMESİ
ABİİ OĞUL: Kovan oğul bırakacağı arıların gürültü ile kovandan çıkıp kovan civarında birçoğu bir araya gelerek toplanmalarından yahut kovan tabanının kenarına asılıp sünger gibi bir şekil almalarından ve kovandan boğuk bir vızıltı işitilmesinden anlaşılır. Eğer arı beği (ana an) evvelce ölmüş ise oğul yeni yetişecek anı arıyı bekler. O yuvasından çıkar çıkmaz genç beğ ile bir anda kovanı terk ederler.
Arılar yeni beğ ile çıkacaklan vakit beğ hususi bir ses çıkanr ki ancı için pek mühimdir. Çünkü ancı çıkacak oğlu tutmak için bu esnada hazırlıkta bulunur.
Hava açık olur ve yirmi derece kadar da hararet(sıcaklık) bulunursa oğul arılan gırtlaklanna kadar Karınlarını doyurduktan sonra beğ ile birlikte uçup giderler. Oğul arıları ekseriye kovandan pek uzağa gitmeyip yakında bir ağaç dalına konup salkım şeklinde sarkarlar. Bunun için usta arıcılar kovanlık yakınında ağaç yok ise yere bir sokma kazıklar kakarak tepelerine funda çalısı yahut yaprak filan gibi şeyler bağlayıp oğul un o gibi yerlere konmasına yardım ederler. Hele o kazıklardaki dallann aralanna bir parçada petek sokulacak olur ise kokusu oğlu oraya çeker.
Oğulun hangi kovandan çıktığını, kovan tablasının üst yüzünde ocak kurumu gibi lekelerin görülmesinden ve kovanın önünde yerde bir takım ölmüş genç anlara tesadüf edilmesinden anlaşılır.
20
Birinci oğul kovandan çıktıktan sekiz gün sonra bir ikinci oğul daha birkaç gün sonra bir üçüncü bir dördüncü oğul un kovandan çıkması mümkündür. Fakat birkaç tane oğul vermiş kovanlar zayıf kalacağından iyi mahsul veremeyecekleri gibi çıkan oğullarda hiçbir işe yaramazlar.
Eğer kovan ikinci defa olarak oğul vermeyecek ise yeni doğan ana kendisinden sonra doğacak anaları yani beğleri telef ettikten birkaç vakit sonra çiftleşmek için kovandan çıkar. Çiftleştikten birkaç gün geçince yumurtlamaya başlar ki bundan sonra ta gelecek seneye kovan oğul verene kadar kovanı bırakıp dışarıya çıkmaz. Birinci oğul gittikten sonra kovan da kalan arılar yeni beğin doğmasını beklerler. Beğ doğduktan sonra çiftleşerek oğul ile giden ve de arının yerini tutar ve yumurtlayıp arıların adedini fazlalaştırır.
Birinci oğul çıkınca kovandan ikinci defa olarak oğul almak istenmiyor ise kovan açılıp ya peteklerinde duran beğ yuvalarının en iyilerinden iki tanesi bırakılıp diğerlerini bozmalıdır. Bırakılan iki yuvadan ilk önce çıkacak beğ yahut işçi arılar sonradan çıkacak beği telef edip yalnız birinci beği tanırlar. Kovandan çıkan oğul başka boş bir kovana alındıktan sonra Oğul veren kovanın yerine konulur ki birinci kovanın bal toplamağa giden anlan geldiklerinde oğul konulan kovana girerek oğlu çoğaltırlar. Bu vecihle hem oğlun konduğu kovanın arıları fazlalaşır, hem yiyeceği bollaşır hem de oğul veren kovanın ansı azlaşacağından bir ikinci defa oğul veremez.
Yuva peteklerinden yeni çıkacak arı beğlerinin yuvalarını bozmamak arzu olunmaz ise erken henüz konduğu yeni kovan oğulun çıktığı eski kovanın yerine yerleştirilir ve eski kovan uzağa başka bir yere nakil olunur. Bal toplamaktan avdet iden arılar eski kovana gidecekleri yerde bulamayınca yeni kovana girer. Topladıkları balı oraya boşaltırlar.
Eski kovanda ise arı azalacağından ikinci defa oğul vermeğe Muaffak olamaz. Beği olmayan bu eski kovanın yuva peteklerinde bulunan serka yani kurd halinde bulunan beğleri yetişip kovanı idareye başlarlar.